genel istatistikler
toplam15
bugün0
dün0
bu ay0
geçen ay0
toplam +4
toplam -0

sevgililer günü

    kim demiş canım ....benim sevgililer günümüm 14 şubat olduğunu....birilerinin tayin ettiği bu günü yaşamak bence saçma. herkes evrensel bir günden ziyade kendi gününde kutlamalı sevgililer günü... tabi bu sadece benim düşüncem. belki insanlar herkes gibi olmak peşindelerdir. bu sevgililer günü furyasıda varlığındaki basitliğiyle sürer gider.
    (06.02.2008 20:12)

takvim

    her baktığımda biraz daha yaşlandığımı hissettirir....
    oysa yaşlanmak hiç birimizin işine gelmez.
    (06.02.2008 19:02)

sezai karakoç

    .......
    senin kalbinden sürgün oldum ilkin
    bütün sürgünlüklerim bir bakima bu sürgünün bir süregi
    bütün törenlerin sölenlerin ayinlerin yortularin disinda
    sana geldim ayaklarina kapanmaya geldim
    af dilemeye geldim affa layik olmasam da
    uzatma dünya sürgünümü benim
    günesi bahardan koparip
    askin bu en onulmazindan koparip
    bir tuz bulutu gibi
    savuran yüregime
    ah uzatma dünya sürgünümü benim
    nice yoruldugum ayakkabilarimdan degil
    ayaklarimdan belli
    lambalar egri
    aynalar akrep melegi
    zaman çarpilmis atin son hayali
    ev miras degil mirasin hayaleti
    ey gönlümün dogurdugu
    büyüttügü emzirdigi
    kus tüyünden
    ve kus sütünden
    geceler ve gündüzlerde
    insanliga anit gibi yükselttigi
    sevgili
    en sevgili
    ey sevgili
    uzatma dünya sürgünümü benim

    bütün siirlerde söyledigim sensin
    suna dedimse sen leyla dedimse sensin
    seni saklamak için görüntülerinden faydalandim salome'nin belkis'in
    bosunaydi saklamaya çalismam öylesine asikarsin bellisin
    kuslar uçar senin gönlünü taklit için
    ellerinden devsirir bahar çiçeklerini
    deniz gözlerinden alir sonsuzlugun haberini
    ey gönüllerin en yumusagi en derini
    sevgili
    en sevgili
    ey sevgili
    uzatma dünya sürgünümü benim

    yillar geçti sapan olumsuz iz birakti toprakta
    yildizlara uzanip hep seni sordum gece yarilarinda
    Çati katlarinda bodrum katlarinda
    gölgendi gecemi aydinlatan essiz lamba
    hep kanlica'da emirgan'da
    kandilli'nin kursuni safaklarinda
    seninle söylesip durdum bir ömrün baharinda yazinda
    simdi onun birdenbire gelen sonbaharinda
    sana geldim ayaklarina kapanmaya geldim
    af dilemeye geldim affa layik olmasam da
    ey çagdas kudüs (meryem)
    ey sirrini gönlünde tasiyan misir (züleyha)
    ey ipeklere yumusaklik bagislayan merhametin kalbi
    sevgili
    en sevgili
    ey sevgili
    uzatma dünya sürgünümü benim

    daglarin yikilisini gördüm bir venüs bardaginda
    köle gibi satildim pazarlar pazarinda
    günesin sarardigini gördüm konstantin duvarinda
    senin hayallerinle yandim düslerin civarinda
    gölgendi yansiyip duran bengisu pinarinda
    Ölüm düsüncesinin beni sardigi su anda
    verilmemis hesaplarin korkusuyla
    sana geldim ayaklarina kapanmaya geldim
    af dilemeye geldim affa layik olmasam da
    sevgili
    en sevgili
    ey sevgili
    uzatma dünya sürgünümü benim

    Ülkendeki kuslardan ne haber vardir
    mezarlardan bile yükselen bir bahar vardir
    ask celladindan ne çikar madem ki yar vardir
    yoktan da vardan da ötede bir var vardir
    hep suç bende degil beni yakip yikan bir nazar vardir
    o sarkiya özenip söylenecek misralar vardir
    sakin kader deme kaderin üstünde bir kader vardir
    ne yapsalar bos göklerden gelen bir karar vardir
    gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardir
    yanmissam külümden yapilan bir hisar vardir
    yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardir
    sirlarin sirrina ermek için sende anahtar vardir
    gögsünde sürgününü geri çagiran bir damar vardir
    sendan ümit kesmem kalbinde merhamet adli bir çinar vardir
    sevgili
    en sevgili
    ey sevgili
    .
    şiirden öte birşeyler var bu mısralarda. sezai karakoç peygamber efendimize yazdığı bu şiirde aşkı yaradan'a aşkı ifade etmiş. ben nezaman bu şiiri odamda yalnız bağıra bağıra okusam onun yazarken düşündükleini düşünmeye çalışırım. ne zaman onun düşündüklerini yüreğimde hissetmeye başlasan bir od olur etrafımı yakarım.
    sezai karakoç benim vazgeçilmez şiirlerimin kahramanıdır.
    hele bir de mona roza....
    der ki karakoç mona roza nın bir kıtasında;

    zambaklar en ıssız yerlerde açar
    ve vardır her vahşi çicekte gurur
    bir mumun ardında bekleyen rüzgar
    ışıksız ruhumu sallarda durur
    zambaklar en ıssız yerlerde açar

    fazla kelama gerek yok aslında. karakoç şiirlerine yorum yürekten kopup dillenmiyor ben de.o şiirlerle aramda hep bir giz olmuştur çünkü...


    (29.07.2007 17:05)

örümcek kafalılık

    cumhuriyetçi geçinip aslında cumhuriyetin "c" si ile alakası olmayan; laik geçinip laiklik hakkında bir halt bilmeyen; kemalist geçinip ulu önderin düşüncelerinden zerre kadar istifade etmemiş olan; kendi düşüncelerine uymayanları ve çevresinde yaşanan bir takım siyasal ve toplumsal gelişmelere atlara ait olan malum gözlükle bakan kişiler örümcek beyinlidir. her ne kadar bu örümcek beyinliler karşıt düşüncedekilere bu tabiri yakıştırsalarda hoşgörüsüzlükleri yüzünden asıl örümcek beyinliler kendileridir.
    saygılar ve sevgiler örümcek beyinliler....
    (28.07.2007 00:44)

ümit yaşar oğuzcan

    bir pınarsın içilen ama hiç kanılmayan
    seveni yanıltmayan sevince yanılmayan
    özleyen sen özleten sen özlenen sen
    varken doyulmayansın yokken dayanılmayan

    insanı uzaklara alıp götüren, özlemi dile getiren bir ümit yaşar dörtlüğü. anlamı da büyüktür yürekte.
    (28.07.2007 00:12)

dini siyasete alet etmek

    türkiyenin siyasi arenasında din büyük bir yer kaplamaktadır. başka hiç bir toplumda göremediğimiz dini istismarlar ortaya çıkmakta türk toplumunun dini yönü zedelenmektedir. bu istismarı sadce muhafazakar partilerde değil diğer partilerde yapmaktadır. din aleyhinde de istismarlar vardır. örneğin laiklik gidiyor gibi ucuz muhalefet sözleri...
    din siyasete hiçbir zaman araç olamaz. özgür demokratik bir toplum olan türkiye de ne insanların dini vazifelerine karışılmalı ne de bu vazifelerin üzerinden kuru siyaset yapılmalıdır. yani ben bir partiye oy vereceğim diye cehennemlik olacağıma kimse karar veremez.*
    velhasılkelam bu seçimlerde türk toplumu ne laiklik gidiyor diye ortalığı velveleye verenlere ne de oturdukları yerde vaaz vererek oy isteyenlere, inanmamış ve bunu sandıklarda göstermişlerdir.
    (27.07.2007 17:58)

okulu bitirince ne olacaksın

    okul bitirince türkiye şartlarında hiç bir şey olmuyorsun ne yazık ki. bir çok arkadaş biliyorum ki üniversite eğitimi aldıktan sonra tezgahtarlık yapan. ve ne yazık ki sanki varolan üniversitelerimiz yüksek bir eğitim seviyesine sahipmiş gibi yeni üniversiteler kuruluyor bu da dolayısıyla eğitim seviyesini düşürüyor en önemlisi öğrenci kalitesini düşürüyor. buralarda mezun olan öğrenciler ise vasıflı olmalarına rağmen iş bulamıyorlar. çünkü piyasada mezun çok fazla işe almak için de ince eleyip sık dokuyorlar. velhasıl okul bitirince ne olacaksın diyen o benim teyzelerimin amcalarımının soruları cevapsız kalmaya mahkumdur.
    (27.07.2007 14:30)

makarna

    akşamdır... okuldan çıkmış evin yolunu tutmuşsundur. karnın açdır. * kapıya yaklaştıkca yemeğin kokusunu alırsın ev arkadaşın bilmem kaç akşamdır yemek zorunda olduğun makarnayı yapmış seni yemeğe beklemektedir. çekilmez olur her akşam makarna yemek ama bir gün bu makarnalı akşamları da özlemiyecek değiliz hani. makarna ucuz ve doyurucu olduğundan öğrenci topluluğunun vazgeçilmezlerinden biridir.
    (25.07.2007 19:00)

the invisible heart

    zevk alarak okuduğunuz ayrıca bir çok açıdan bilgi edindiğiniz bir russell roberts kitabı. bilmem mi vize de cebelleştğim kitap. bu kitabı bize kazandıran kişi ise mustafa acar.. hocamız kırıkkale üniversitesinin en nadide isimlerinden biri...
    (25.07.2007 03:31)

sanat toplum içindir

    ifşa edilen sanatın sahip olunulan topluma atfedilmesidir.
    (25.07.2007 02:18)

belediye otobüsü

    duraklarda beklemekten haşatınızı çıkaran sabrınınızın sınırını zorlayan bir halk hizmetidir belediye otobüsleri. amam velakin halka hizmetten daha çok stres olmaktadır.
    (25.07.2007 02:12)

türkiye de bozulan ahlak yapısı

    ahlak kuralları hiç bir zaman evrensel olmamıştır. daima ulusaldır. her milletin kendi karekterini yansıtan hatta zamanla yazılı hale gelmiş ahlak kuralları mevcuttur. o zaman benim ülkemde ki bozulan ahlak neyin göstergesidir ? kendi kimliklerimizden vazgeçip batı çığırışlarımızın bir göstergesidir. bir ülke de modernleşmenin yolu sadece batı dan geçer diye benimsetilip halka ise batı kültürü empoza edilmeye başlanılırsa o ülke de zaten varolan bir ahlak yapısından bahsedemezsiniz. çünkü insanlara verilen basma kalıp batı anlayışı yeterli olmamaktadır. bu da insanların ne batılı yapmakta ne de öz kimliğini yansıtmaktadır. arada sıkışıp kalan türkiyeli ise bozulan ahlak yapısını oluşturmaktadır.
    (25.07.2007 01:48)

batman

    diyarbakır - mardin arasında bulunan, hasankeyf gibi tarihi bir mekana sahip olan doğu ilimiz. bu arada petrol çıkarmak için kullandıları at başlarını da unutmamak gerekir...
    (24.07.2007 23:43)

ben sana mecburum

    aşkın atilla ilhan versiyonu...

    ben sana mecburum bilemezsin
    adını mıh gibi aklımda tutuyorum
    ......

    (24.07.2007 23:37)

tunceli

    sonuçlarının kimini hayal kırıklığına uğratıp kimini sevindirdiği 2007seçimlerin de hiç bir partinin milletvekili adayı çıkartamadığı doğu şehrimiz... *
    (24.07.2007 19:31)

sayfa:

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.